| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey kâfirler! Şimdi dünyada iken) Kendisini yalanladığınıza (cehennem azabına kavuşmak üzere) yola çıkın (ve gerçek olduğunu anlayın). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Haydi yürüyün yalanladığınıza doğru. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
O gün inkârcılara şöyle denilecek: “Haydi o yalanlayıp durduğunuz o azaba gidin. |
| Ahmet Tekin Meali |
Haydi yalanladığınız yere, cezalandırma merkezine uğrayın. |
| Ahmet Varol Meali |
Yalanlamakta olduğunuz (azab)a doğru gidin. |
| Ali Bulaç Meali |
Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
(Kıyameti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi (dünyada) yalan saydığınız azaba gidin. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
(Onlara:) “Yalanladığınız şeyin önüne çıkın!” denilir. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
29,30,31,32,33. Yalan sayageldiğiniz şeye doğru gidiniz! Üç boyutlu azaba, ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidiniz. O saray gibi kocaman bir kıvılcım saçar. Her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
(Kıyameti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi yalan saydığınız azaba gidin. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
İnkarcılara o gün şöyle denir: "yalanlayıp durduğunuz şeye gidin;" |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlara şöyle denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin.” |
| Diyanet Vakfı Meali |
(İnkârcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin! |
| Edip Yüksel Meali |
Haydi yalanlamakta olduğunuz şeye doğru yürüyün. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Kıyameti yalanlayanlara şöyle denir): "Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru." |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Haydi boşanın o yalan dediğinize |
| Hasan Basri Çantay Meali |
(O kâfirlere şöyle denilecek:) «(Haydi) o yalan diyegeldiğiniz şey'e (azaba) gidin». |
| Hayrat Neşriyat Meali |
(Ki o gün kâfirlere şöyle denilir:) “Kendisini, yalanlamakta olduğunuz (azâb)a gidin!” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Haydi bakalım! Şu yalanlamış olduğunuz hesap gününe gidin. |
| Kadri Çelik Meali |
Kendisini yalanlamakta olduğunuza (azaba) gidin. |
| Mahmut Kısa Meali |
O Gün zâlimlere, “Haydi yürüyün bakalım!” diyeceğiz, “Vaktiyle yalanlamış olduğunuz bu cehennem azâbına!” |
| Mehmet Türk Meali |
(Ey kâfirler!) yalanlayıp durduğunuz azaba doğru gidin. |
| Muhammed Esed Meali |
HAYDİ, yalanlayıp durduğunuz şu [kıyamete] doğru gidin bakalım! |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
HAYDİ artık, yalanlayıp durduğunuz (Hesap Günü’ne) doğru ilerleyin bakalım! |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Kendisini yalanladığınız şeye gidiniz. |
| Suat Yıldırım Meali |
Nankörlere ise şöyle denir: “Haydi, durmayın yalan dediğiniz o azaba girin bakalım! ” |
| Süleyman Ateş Meali |
Haydi yalanladığınız(azab)a gidin! |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Yalan saydığınız yere gidin şimdi! |
| Şaban Piriş Meali |
Haydi yalanladığınıza yürüyün. |
| Ümit Şimşek Meali |
Haydi, yalanlayıp durduğunuz şeye gidin. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Haydi, yalanlamakta olduğunuz şeye gidin! |
| M. Pickthall (English) |
(It will be said unto them:) Depart unto that (doom) which ye used to deny; |
| Yusuf Ali (English) |
(It will be said:) "Depart ye to that which ye used to reject as false! |