| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ancak) Ve şüphesiz azabım da; o çok acı (ve alçaltıcı) bir azaptır. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve şüphe yok ki azabım da pek elemli bir azaptır. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
En can yakıcı azap da benim azabımdır.” |
| Ahmet Tekin Meali |
Azâbım, işte o, çok can yakıcı, inletici, çok müthiştir.* |
| Ahmet Varol Meali |
Şüphesiz azabım da pek acıklı azaptır. |
| Ali Bulaç Meali |
Ve şüphesiz azabım; o acıklı bir azaptır. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Bununla beraber, azabım da çok acıklı bir azabdır. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Fakat azabım da, elem verici bir azaptır. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir! |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
49,50. (Ey Resulüm!) Kullarıma, benim çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici olduğumu haber ver. (Bununla beraber) azabımın da çok acıklı bir azap olduğunu bildir. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
49,50. Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
49,50. Ey Muhammed! Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğumu, azabımın da elem dolu azap olduğunu haber ver. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir. |
| Edip Yüksel Meali |
Ve azabım da çok acı bir azaptır. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Bununla beraber azabım da çok acıklı bir azabdır. Bunları geçmişten bazı örneklerle açıklamak üzere: |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bununla beraber azâbım da azâbı elîm |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«(Bununla beraber) benim azabım da elbette en acıklı azabın ta kendisidir o». |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Bununla berâber şübhesiz ki azâbım, o (pek) elemli azabdır! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
“Aynı zamanda benim azabım can yakıcıdır.” |
| Kadri Çelik Meali |
“Ve şüphesiz azabım (var ya); odur elim azap!” |
| Mahmut Kısa Meali |
Ve aynı zamanda, Benim azâbımın can yakıcı bir azap olduğunu da!
İşte, rahmetimin ve gazâbımın tecellî ettiği iki örnek, İbrahim Peygamber ve Lut kavmi: |
| Mehmet Türk Meali |
49,50. (Ey Muhammed!): “Kullarıma, gerçek bağışlayanın, merhamet edenin Ben olduğumu ve azabımın da; kesinlikle en acıklı azap olduğunu” haber ver. |
| Muhammed Esed Meali |
en can yakıcı azabın da Benim azabım olduğunu! 36 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Ama unutma ki, en çok elem ve ıstırap veren azap da Benim azabım! |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Muhakkak ki, Benim azabım da o pek acıklı bir azaptır. |
| Suat Yıldırım Meali |
49, 50. Kullarıma haber ver ki (günahları örten) gafur, (ihsanı bol olan) rahîm Ben'im. Bununla beraber azabım da elîm mi elîm! |
| Süleyman Ateş Meali |
Fakat benim azabım da çok acı bir azabdır. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Azabım da şiddetlidir, can yakan bir azaptır. |
| Şaban Piriş Meali |
Azabıma gelince o acı bir azaptır. |
| Ümit Şimşek Meali |
Fakat azabım da acı mı acı bir azaptır. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ama acıklı azabın ta kendisidir benim azabım. |
| M. Pickthall (English) |
And that My doom is the dolorous doom. |
| Yusuf Ali (English) |
And that My Penalty will be indeed the most grievous Penalty. |