| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Şüphesiz Biz, (evet) gerçekten (her şeyi) Biz (yaratıp) hayat vermekteyiz ve (zamanı gelince) Biz öldürmekteyiz ve (sonunda her şeyin tek sahibi) Vâris’i olan da Biziz. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve şüphe yok ki ancak biz diriltiriz, biz öldürürüz ve biziz her şeye varis olan. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Ve muhakkak ki, hayatı bahşeden de, ölüme hükmeden de biziz. Gerçekten her fani ölümlü kişinin mülküne de biz varis oluruz. |
| Ahmet Tekin Meali |
Biz, sadece biz hayat veririz, yaşatırız, eceller gelince biz ölümü gerçekleştiririz. Bâki olan vâris biziz, biz. |
| Ahmet Varol Meali |
Gerçekten biz, (evet) elbette biz diriltir ve öldürürüz. (Onların) varisleri de biziz. |
| Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz biz, gerçekten biz yaşatır ve öldürürüz ve varis olanlar biziz. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Elbette ve elbette biz diriltiriz, öldürürüz ve hepsinin variseri de biziz (onlar hep helâk olacak, biz ise ebedîyyen bakîyiz. ). |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Yalnızca Biziz, dirilten ve öldüren. (Öldükten sonra da yok olmaması için, çekirdeklerine ve ruhuna) sahip ve varis olan da Biziz. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Doğrusu biz diriltiriz, öldürürüz ve hepsinin vârisi biz kalırız. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Ve muhakkak ki, hayatı bahşeden de, ölüme hükmeden de biziz. (Fani olan her şey göçüp gittikten sonra) her şeyin sahibi olarak kalacak olan yine biziz! |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Doğrusu dirilten ve öldüren Biziz; hepsinin gerisinde de Biz kalırız. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Hiç şüphesiz biz diriltir, biz öldürürüz ve biz (her şeye gerçek) varisleriz |
| Diyanet Vakfı Meali |
Şüphesiz biz diriltir ve biz öldürürüz! Ve her şeye biz vâris oluruz. |
| Edip Yüksel Meali |
Biz, elbette biz diriltir ve öldürürüz, sonunda asıl varis olanlar da biziz. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Elbette biz diriltiriz ve biz öldürürüz! Ve hepsinin varisleri de biziz. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Her halde biz, mutlak hem bir hayat veririz hem öldürürüz, hepsine vâris de biziz |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Gerçek biz, mutlak biz hem diriltiriz, hem öldürürüz. Biz (Hepsinin) vârisleriyizdir. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Şübhesiz ki biz ise, elbette hem hayat veririz, hem öldürürüz; (mahlûkatın) hepsine vâris olanlar da biziz! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Muhakkak ki hayatı verende biz, ölümü verende biziz ve her şeyin varisleri de biziz. |
| Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz biz, evet gerçekten biz yaşatır ve öldürürüz ve (her şeye) varis olanlar da biziz. |
| Mahmut Kısa Meali |
Gerçek şu ki; hayat veren de Biziz, öldüren de Biz.Bütün yaratılmışlar, bütün bu fani varlıklar âlemi öldükten sonra bâkî kalacak olan da, sadece Biziz! |
| Mehmet Türk Meali |
Şüphesiz, yaşatan da öldüren de kesinlikle Biziz ve bâkî kalan1 da sadece Biziz.* |
| Muhammed Esed Meali |
Ve muhakkak ki, hayatı bahşeden de, ölüme hükmeden de Biziz; ve geçici olan göçüp gittikten sonra her şeyin sahibi olarak kalacak olan yine Biziz! 22 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve elbette Biziz hayatı ve ölümü var eden; ve (ölümlü tüm varlıklardan) geriye kalan her şeyin tek gerçek vârisi olan da Biziz.[2041]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve muhakkak ki Biz, evet Biz elbette diriltir ve öldürürüz. Varisler olanlar da Bizleriz. |
| Suat Yıldırım Meali |
Muhakkak ki hayatı veren de Biz'iz, hayatı geri alıp öldüren de ve elbette hepsine vâris olacak, hepsinden sonraya kalacak olan baki de Biz'iz. |
| Süleyman Ateş Meali |
Biziz, elbette biz ki, yaşatır, öldürürüz; gerçek varis olan da biziz (her faninin mülkü bize geçer. Ölmeyen, daima kalan yalnız biziz). |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Biziz hayat veren de öldüren de; biz! Ve her şeye biz mirasçı olacağız. |
| Şaban Piriş Meali |
Şüphesiz biz, hem hayat veririz hem de öldürürüz. Ebedi olan da biziz. |
| Ümit Şimşek Meali |
Biz can verir, Biz öldürürüz. Baki kalan gerçek mülk sahibi de Biziz. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Biz, elbette biz, hayat veriyoruz; biz öldürüyoruz. Ve biziz Vâris olanlar/mirasçı kalanlar. |
| M. Pickthall (English) |
Lo! and it is We, even We, Who quicken and give death, and We are the Inheritor. |
| Yusuf Ali (English) |
And verily, it is We Who give(1963) life, and Who give death: it is We Who remain inheritors(1964) (after all else passes away).* |