| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Hayır; belki de (bu kâfirlerin) her biri, kendisine (mucize gibi) açılmış sahifelerin verilmesini isteyip (bekliyorlar). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Hayır, onların herbiri, ister ki apaçık sahifeler verilsin onlara. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Evet o inkârcılar; hepsinin davet olundukları Kur'ân yetmezmiş gibi kendilerine özel sahifeler ve kitaplar gönderilmesi gerektiğini iddia ederler. |
| Ahmet Tekin Meali |
Üstelik her biri, kendisine senin peygamberliğini belgeleyen, yayınlanmış resmî belgeler verilmesini istiyor. |
| Ahmet Varol Meali |
Hayır; onlardan her bir kişi kendisine, açılmış sayfalar verilmesini istiyor.* |
| Ali Bulaç Meali |
Hayır; her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Doğrusu, onlardan her biri (Allah tarafından) kendisine okuyacak olduğu ayrı kitablar dağıtılmasını istiyor, (ki orada peygambere iman etmek gerektiğine dair Allah'ın emrini bulsun). |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Hayır, onlardan her biri kendisine, açılmış (hazır) sahifeler (vahiy mesajlarının) verilmesini istiyor. (Sana tabi olmamak için…) |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
49,50,51,52. Öyleyken, onlara ne oluyor ki âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi, öğütten yüz çeviriyorlar? Daha doğrusu onların her biri, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Aslında bunların her biri, kendisine okunmaya hazır (Allah tarafından dağıtılmış) kutsal sayfalar (verilmesini) istiyorlar. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Hayır; her biri önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini ister. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor. |
| Edip Yüksel Meali |
Hayır, onlardan her biri, kendisine özel olarak açılmış sayfalar verilmesini ister. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Yok onlardan her kişi kendisine ayrı sahifelerle tezkireler dağıtılmasını istiyor |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Evet, onlardan herkişi kendisine neşredilecek sahîfeler verilmesini ister. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Hayır! Onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahîfeler verilmesini (Allah tarafından kendisine de vahyedilmesini) istiyor. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Hayır! Onlar istiyorlar ki, her bir kişi için, ellerine yazılmış sayfalar verilsin (ki inansınlar). |
| Kadri Çelik Meali |
Hayır! Onlardan her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister. |
| Mahmut Kısa Meali |
Hayır; aslında onların her biri, bir Peygambere itaati gururuna yediremiyor, kendisine özel olarak açılmış ilâhî sayfalar verilmesini istiyor. |
| Mehmet Türk Meali |
Bir de onlardan her biri, kendisine okunmaya hazır kutsal sayfalar inmesini istiyor. |
| Muhammed Esed Meali |
Evet, hepsi kendilerine açılmış, açıklanmış vahiyler verilmesi gerektiğini iddia ederler! 29 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Evet, onların her biri kendilerine açık seçik sayfalar verilmesini ister. |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun. |
| Suat Yıldırım Meali |
Bu beyler, bu öğütle yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler! |
| Süleyman Ateş Meali |
Hayır, onlardan her kişi kendisine açılan sahifeler verilmesini istiyor. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Aslında onlardan her biri, kendine açık seçik sayfalar verilmesini ister. |
| Şaban Piriş Meali |
Belki de onların her biri önlerine açılmış bir sahife verilmesini istiyorlar. |
| Ümit Şimşek Meali |
İstiyorlar ki, herbirine ayrı ayrı sayfalar dağıtılsın.(7)* |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İçlerinden her kişi de istiyor ki, kendisine açılıp saçılmış sayfalar verilsin. |
| M. Pickthall (English) |
Nay, but everyone of them desireth that he should be given open pages (from Allah). |
| Yusuf Ali (English) |
Forsooth, each one of them wants to be given(5806) scrolls (of revelation) spread out!* |