| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Sonunda artık faydasız bir nedametle:) "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz" deyip (dizlerini dövmeye girişmişlerdi.) |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Dediler ki: Şanı yücedir Rabbimizin, gerçekten de zalimlerden olduk biz. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
onlar da: “Rabbimizin şanı yücedir, doğrusu biz yaratılış gayemize aykırı hareket ediyormuşuz” dediler. |
| Ahmet Tekin Meali |
“Rabbimizi tesbih ve tenzih ederiz. Biz gerçekten hakka riayet etmeyen zâlim, müşrik bir milletmişiz.” dediler. |
| Ahmet Varol Meali |
"Rabbimizi tesbih ederiz! Doğrusu biz zalimlerdenmişiz" dediler. |
| Ali Bulaç Meali |
Deriler ki: “Rabbimiz seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten zalim imişiz.” |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar: “Biz Rabbimizi tesbih ederiz! Gerçekten zalim imişiz” dediler. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
29,30,31,32. Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.” |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
(Onlar:) “Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz kendi kendimize zulmetmişiz” dediler. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Rabbimizi tenzih ederiz; doğrusu biz yazık etmiştik" dediler. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler. |
| Edip Yüksel Meali |
Dediler ki, "Rabbimiz yücedir. Biz zalimler imişiz." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler). |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Sübhansın ya rabbena! Dediler: bizler doğrusu zalimlermişiz |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«Seni (tesbîh ve) tenzîh ederiz ey Rabbimiz. Hakıykaten biz zaalimlermişiz» dediler. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlar:) “Rabbimizi tenzîh ederiz; doğrusu biz zâlim kimselermişiz!” dediler. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar da “Rabbimiz her şeyden yücedir. Biz kendimize zulmedenlerden olduk” dediler. |
| Kadri Çelik Meali |
Dediler ki: “Rabbimiz münezzehtir, gerçekten bizler zalim olanlarmışız.” |
| Mahmut Kısa Meali |
Bunun üzerine, hatâlarında daha fazla ısrar etmeyip, “Rabb’imizi en yüce sıfatlarla tesbih ederiz; meğer biz gerçekten zâlimmişiz!” dediler. |
| Mehmet Türk Meali |
(En sonunda): “Ey Rabbimiz! Sen ne kadar da yücesin! Gerçekten bizler zâlimlerden olduk.” dediler. |
| Muhammed Esed Meali |
Onlar: “Rabbimizin şanı yücedir! Doğrusu biz zulüm işliyorduk!” diye cevap verdiler; |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar “Varlığın kendisi adına hareket ettiği Rabbimizin şanı ne yücedir” dediler; “Meğer biz zalimlerden olup çıkmışız.” |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» |
| Suat Yıldırım Meali |
29, 30. Bunun üzerine “Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz! ” deyip, birbirlerini kınamaya başladılar. |
| Süleyman Ateş Meali |
Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz! dediler. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Hep bir ağızdan, “Rabbimiz! Sana boyun eğeriz. Biz yanlışlar içindeyiz!” dediler. |
| Şaban Piriş Meali |
Hemen akılları başlarına geldi ve:-Rabbimiz'in şanı yücedir. Biz, zalimlerden olduk, dediler. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Rabbimizi tesbih ederiz,” dediler. “Doğrusu biz kendimize yazık etmişiz.” |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk." |
| M. Pickthall (English) |
They said: Glorified be our Lord! Lo! we have been wrong doers. |
| Yusuf Ali (English) |
They said: "Glory to our Lord! Verily we have been doing wrong!" |