| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
"Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın." * |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Bugün hiçbir yoksula yol vermeyin, yanınıza gelmesin sakın. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
“Bugün hiçbir yoksula yol vermeyin, yanınıza sokulmasın sakın.” |
| Ahmet Tekin Meali |
“Sakın, bugün, yanınıza çevresi, çaresi olmayan bir yoksul sokulmasın.” diye fısıldaşıyorlardı. |
| Ahmet Varol Meali |
"Sakın bugün oraya bir yoksul girip yanınıza sokulmasın" diye. |
| Ali Bulaç Meali |
'Bugün sakın oraya hiç bir yoksul girip karşınıza çıkmasın.' |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
“Bugün bağınıza bir miskin sokulmasın.” |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Bugün fakir fukara asla bu bahçeye girmesin, diye. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
23,24. Yola çıktılar, birbirlerine gizlice şöyle diyorlardı: “Bugün tarlada, yanınıza hiçbir yoksulun girmesine müsaade etmeyiniz!” |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
23,24. Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp gittiler: “Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın!” |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
23,24. "Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın" diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
23,24. Bunun üzerine, “Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın” diye fısıldaşarak yola koyuldular. |
| Diyanet Vakfı Meali |
23, 24. Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! diye fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular. |
| Edip Yüksel Meali |
"Sakın, bugün hiçbir yoksul oraya yanınıza girmesin." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diyorlardı. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Sakın bu gün aranıza bir miskîn sokulmasın diyorlardı |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«Sakın bugün karşınıza hiçbir yoksul (çıkıb) oraya girmesin» diye. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
23,24. “Sakın, bugün orada bir fakir yanınıza sokulmasın!” diye kendi aralarında gizli gizli konuşarak hemen gittiler. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
“Bu gün hasat toplarken, fakirler sizin üzerinize gelmesinler” diye. |
| Kadri Çelik Meali |
“Bugün sakın aranıza bir miskin sokulmasın.” |
| Mahmut Kısa Meali |
“Dikkat edin, bugün hiçbir yoksul bahçenize girip yanınıza sokulmasın!” |
| Mehmet Türk Meali |
23,24. Derken, kendi aralarında: “Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!” diye fısıldaşarak (bahçelerine) gittiler. |
| Muhammed Esed Meali |
“Bugün hiçbir yoksul, bahçeye girip [siz habersizken] yanınıza [sokulmayacak]!” 13 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
“Aman ha! Bugün hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın!”[5250]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Sakın bugün aranızda bir yoksul o bostana girivermesin,» diyorlardı. |
| Suat Yıldırım Meali |
23, 24. Hemen yola koyuldular. Bir taraftan da aralarında şöyle fiskos ediyorlardı: “Sakın, bugün yanımıza fakir fukara gelmesin, onların bahçeye girmelerine hiç imkân vermeyin! ” |
| Süleyman Ateş Meali |
Sakın, bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın diye. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
“Bu gün hiç bir yoksul, yanınıza kesinlikle sokulmamalı!” |
| Şaban Piriş Meali |
-Sakın bugün hiç bir yoksul oraya girmesin, diyerek.. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Sakın yanınıza bir yoksul sokulmasın” diye. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Hey! Bugün oraya bir yoksul girip yanınıza gelmesin!" |
| M. Pickthall (English) |
No needy man shall enter it today against you. |
| Yusuf Ali (English) |
"Let not a single indigent(5610) person break in upon you into the (garden) this day."* |