| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Tam aksine, o nankörler (Allah’ın hüküm ve haberlerini) yalanlıyorlar. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Hayır, kafir olanlar, yalanlıyorlar. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Secde etmek şöyle dursun, o inkârcılar hakkı yalanlamaya devam ediyorlar. |
| Ahmet Tekin Meali |
Aksine, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar edenler, kafirler, Kur'ân'ı yalanlayanlardır. |
| Ahmet Varol Meali |
Gerçekte ise o inkar edenler yalanlıyorlar. |
| Ali Bulaç Meali |
Tersine, o nankörler, yalanlıyorlar. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Daha doğrusu, o kâfir olanlar (Kur'an'ı) inkâr ederler. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Hayır! O kâfirler, (inanamadıkları için değil,) belki bile bile yalanlıyorlar. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Aksine, inkâr edenler yalanlıyorlar. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Tersine, inkârcılar (Kur'an'ı ve ahireti) yalanlıyorlar. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Aksine, inkarcılar yalanlıyorlar. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Daha doğrusu, inkâr edenler (Kur’an’ı) yalanlıyorlar. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Aksine, kâfirler yalanlıyorlar. |
| Edip Yüksel Meali |
Aksine, inkarcılar yalanlıyorlar. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Aksine o nankörler yalanlıyorlar. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Hattâ o küfr edenler tekzîb ederler |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Bil'akis o küfredenler tekzîb ederler. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
22,23. Bil'akis o inkâr edenler, yalanlıyorlar! Hâlbuki Allah, (içlerinde) ne gizliyorlarsa en iyi bilendir! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Hayır! Onlar doğruları inkar eden ve doğruları yalanlayan kimseler olduğu için. |
| Kadri Çelik Meali |
Aksine küfre sapanlar yalanlıyorlar. |
| Mahmut Kısa Meali |
Aksine, o nankörler inatla hakîkati yalanlıyorlar! |
| Mehmet Türk Meali |
Tam tersine o kâfirler bir de (onu) yalanlıyorlar. |
| Muhammed Esed Meali |
Evet, hakikati inkara şartlanmış olanlar [bu ilahî kelâmı] yalanlıyorlar! |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Aksine, inkârda direnenler (ilâhî vahyi) yalanlamakta ısrar ediyor; |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Hatta kâfir olanlar, tekzîp ederler. |
| Suat Yıldırım Meali |
Bilakis, o kâfirler dini yalan saymaya devam ediyorlar. |
| Süleyman Ateş Meali |
Tersine o nankörler yalanlıyorlar. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Bu kâfirler[*] aslında yalan söylüyorlar.* |
| Şaban Piriş Meali |
Aksine, o inkarcılar (gerçeği) yalan sayıyorlar. |
| Ümit Şimşek Meali |
Doğrusu o kâfirler yalanlayıp duruyor. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Tam aksine, o küfre sapanlar yalanlıyorlar. |
| M. Pickthall (English) |
Nay, but those who disbelieve will deny; |
| Yusuf Ali (English) |
But on the contrary the Unbelievers reject (it). |