| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Siz geçtikten sonra) "Denizi (ikiye yarılıp arasında yol açılmış vaziyette) durgun ve açık bırakıp terk et, çünkü (Firavun ve ekibi) suda boğulacak bir ordudur" (felaket günleri gelmiştir). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Denizi sen ve toplumun geçtikten sonra, açılmış durumda öylece bırak, çünkü onlar boğulacak bir ordudur. |
| Ahmet Tekin Meali |
”Karşıya geçince, denizi olduğu gibi açık bırak. Onlar, denizde boğulacak askerî erkân ve ordudur.” |
| Ahmet Varol Meali |
Denizi sakin bir halde bırak. Şüphesiz onlar boğulacak bir ordudur." |
| Ali Bulaç Meali |
'Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur.' |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.” |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
“Ve denizi açık bırakarak git! Onlar gerçekten boğulacaklar.” |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
“Denizi sükûnetle geç/terk et; çünkü onlar boğulacak bir ordudur.” |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
“Denizi yarıp (ashabını geçirdikten sonra) onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulmayı hak etmiş bir ordudur.” |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur." |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Denizi açık hâlde bırak.”[487] Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.* |
| Diyanet Vakfı Meali |
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. * |
| Edip Yüksel Meali |
"Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur." |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur». |
| Hayrat Neşriyat Meali |
“Ve (karşıya geçince asânla vurarak kapanmasını isteme,) denizi açık bırak! Çünki onlar suda boğul(malarına hükmedil)miş bir ordudur.” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Siz denizi kolaylıkla geçin. Sizi takip eden ordu kesinlikle denizde boğulacaktır. |
| Kadri Çelik Meali |
“Denizi açık bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.” |
| Mahmut Kısa Meali |
“Kızıldeniz’e varınca, asânla vurup denizi ikiye ayır; inananlar karşıya geçtikten sonra da, Firavun ve askerlerinin arkanızdan gelmesi için deniziöylece ikiye ayrılmış bir hâlde bırak; çünkü bu ordu, kesinlikledenizde boğulacaktır!” |
| Mehmet Türk Meali |
23,24. (Allah:) “Kullarımı hemen geceleyin yola çıkart. Çünkü siz takip edileceksiniz. Sonra denizi geçerken acele etme.1 Çünkü onlar, zâten suda boğulacak bir ordudur.” buyurdu.* |
| Muhammed Esed Meali |
ve denizi [seninle Firavun'un adamları arasında] öyle, olduğu gibi bırak: 12 zaten onlar boğulmaya mahkum bir topluluktur!” dedi. |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Ziyanı yok, sen denizi rahat bir biçimde terk et! Onlar hakkındaki karar kesin: o ordu mutlaka boğulacak!”[4447]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve denizi hâli üzere bırak. Çünkü onlar boğulmuşlar olan bir ordudur. |
| Suat Yıldırım Meali |
23, 24. Yüce Allah buyurdu: “Mümin kullarımla geceleyin çıkıp git. Muhakkak ki sizi takip edeceklerdir. Denizi yarıp maiyetini geçirdikten sonra, onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. * |
| Süleyman Ateş Meali |
Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
“Denizi de olduğu gibi bırak. Çünkü onlar, boğulacak bir ordudur.” |
| Şaban Piriş Meali |
Denizi durgun olarak terket, şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Denizi sakin halde bırak. Onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.” |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur." |
| M. Pickthall (English) |
And leave the sea behind at rest, for lo! they are a drowned host. |
| Yusuf Ali (English) |
"And leave the sea as a furrow (divided):(4708) for they are a host (destined) to be drowned."* |