| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Amma (şu malına mülküne güvenip Allah’a) ihtiyaç göstermeyene gelince; |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Fakat ihtiyacı olmayana gelince. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Konuşmakta olduğun Kureyş'in ileri gelenlerinden, kendilerini herşeye yeterli görenlere gelince; |
| Ahmet Tekin Meali |
Ama sen, güçleri, imkânları ve kabiliyetleriyle yeterli donanıma sahip olduklarını, vahyin, Kur'ân'ın rehberliğine ihtiyaçlarının olmadığını ileri sürenlerin üstüne düşüyorsun. |
| Ahmet Varol Meali |
Fakat kendini ihtiyaçtan uzak görene gelince, |
| Ali Bulaç Meali |
Fakat kendini müstağni gören (hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise, |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Amma (malı ile Allah'a) ihtiyaç göstermiyene gelince; |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
İhtiyaç hissetmeyene ise; |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
1,2,3,4,5,6,7,8,9,10. Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. [719][720]* |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
5,6,7. Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince; sen, ona dönüp sözüne kulak veriyorsun. Oysa onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
5,6. Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Kendini muhtaç hissetmeyene gelince; |
| Diyanet Vakfı Meali |
5, 6, 7. Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, sen ona yöneliyorsun. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin. |
| Edip Yüksel Meali |
Kendisini zengin görüp önemsemeyene gelince; |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince, |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Amma istiğnâ edene gelince |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Amma (zengin olduğu için) kendisini müstağnî gören adam (yok mu)? |
| Hayrat Neşriyat Meali |
5,6. (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Kendini yeterli görene gelince. |
| Kadri Çelik Meali |
Ama kendini müstağni gören kimse olunca. |
| Mahmut Kısa Meali |
Fakat kendisini her konuda yeterli gören ve Allah’ın yol göstericiliğine muhtaç olmadığını iddia eden o kibirli kâfire gelince; |
| Mehmet Türk Meali |
Fakat (senin öğüdüne) tenezzül etmeyen kimseye gelince, |
| Muhammed Esed Meali |
Ama kendini her şeye yeterli görene 2 gelince, |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Fakat, kendi kendine yettiğini sanan[5569] kimseye gelince:* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. |
| Suat Yıldırım Meali |
5, 6. Ama irşada ihtiyaç duymayana ise, ona dönüp itibar ediyorsun. |
| Süleyman Ateş Meali |
Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince; |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Sana ihtiyaç duymayan adama gelince, |
| Şaban Piriş Meali |
Ama, kendisini ihtiyaçsız görene.. |
| Ümit Şimşek Meali |
Öğüte ihtiyaç duymayan kimseye gelince: |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince, |
| M. Pickthall (English) |
As for him who thinketh himself independent, |
| Yusuf Ali (English) |
As to one who regards Himself as selfsufficient,( 5952)* |