| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Oysa andolsun (Hz. Lut), zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla ve kafa tutmakla karşılayıp (yalanlamakta diretmişlerdi). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve andolsun ki o, bizim helakimizle korkutmuştu onları da onlar, bu korkutuşlardan şüpheye düşmüşlerdi. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Andolsun ki Lût onları, bizim şiddetli azabımızla uyardı, ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle baktılar. |
| Ahmet Tekin Meali |
Andolsun ki, Lût, bizim, kendilerini şiddetle sarsarak yakalayıp, cezalandıracağımız konusunda uyarmıştı. Fakat sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılara kuşku ile baktılar. |
| Ahmet Varol Meali |
Andolsun ki (Lut) onları, bizim zorlu yakalamamıza karşı uyarmıştı. Ama onlar uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanladılar. |
| Ali Bulaç Meali |
Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
And olsun ki, Lût, azabımızla onları korkutmuştu; fakat o ihtarları, şübhelenerek inkâr ettiler; |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
O, onları bizim şiddetli azabımız ile korkuttu. Fakat onlar, peygamberler hakkında şüphe ettiler. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Andolsun ki, Lût, onları bu yakalayışımıza karşı uyardı. Onlar bu uyarıları şüphe ile karşıladılar. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Andolsun ki, (Lut) bizim cezalandırma gücümüz konusunda onları uyarmıştı, ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle bakmışlardı. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşılayarak dinlemediler. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar. |
| Edip Yüksel Meali |
Onları bu yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ancak onlar uyarıları kuşkuyla karşıladılar. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Lût), onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat ikazlara karşı kuşku duydular, |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Celâlim hakkı için satvetimizin şiddetini kendilerine ıhtar da etmiş idi, fakat o ıhtarları cidal ile karşıladılar |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Andolsun ki (Lût) onlara (kendilerini) azâb ile yakalayacağımızı da haber vermişdi. Fakat onlar bu korkutmaları şübhe ile tekzîb etdiler. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
And olsun ki (Lût) onları (azabla) yakalamamıza karşı korkutmuştu; fakat (onlar) o korkutmalara karşı şübheye düştüler. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Daha önce (yaptıkları kötülüklerden vazgeçmezlerse) azabımızla onları yakalayacağımızı elçiler duyurmuştu. Sonra uyarıldıkları şeyleri tartıştılar. |
| Kadri Çelik Meali |
Oysa (Lut) şüphesiz zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar. |
| Mahmut Kısa Meali |
Lut, azâbımızın dehşeti konusunda onları zamanında uyarmıştı fakat onlar uyarıları şiddetle reddettiler ve Peygamberin sözlerini hep kuşkuyla karşıladılar. |
| Mehmet Türk Meali |
Oysa (Lût) onları, şiddetli azabımız konusunda uyarmıştı. Onlar da bu uyarıları kavga ve şüphe ile karşılamışlardı. |
| Muhammed Esed Meali |
Aslında o, Bizim cezalandırma gücümüz konusunda onları uyarmıştı; ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle baktılar, |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Doğrusu (Lût) Bizim kıskıvrak yakalama gücümüze karşı onları uyarmıştı; fakat onlar bu uyarılara hep kuşkuyla yaklaştılar. |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Celâlim hakkı için onları satvetimizin şiddetiye korkutmuş idi. Fakat onlar bu korkutuş ile şekk ve şüphede bulundular (onu tasdik etmediler). |
| Suat Yıldırım Meali |
Lût onları Bizim yakalarından tutup azaba çarptıracağımızı söyleyerek tehdit etmişti. Ama onlar uyarmalara karşı şüpheye düştüler. |
| Süleyman Ateş Meali |
Lut, onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı, fakat uyarılara karşı kuşku duydular. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Lut, kıskıvrak yakalayacağımız konusunda onları uyarmıştı ama uyarıları ciddiye almadılar. |
| Şaban Piriş Meali |
Lût, onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı. Ama onlar, uyarıları şüphe ile karşıladılar. |
| Ümit Şimşek Meali |
Lût onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı; fakat onlar uyarıları şüpheyle karşıladılar. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi. |
| M. Pickthall (English) |
And he indeed had warned them of Our blow, but they did doubt the warnings. |
| Yusuf Ali (English) |
And (Lut) did warn them(5156) of Our Punishment, but they disputed about the Warning.* |