| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Sahibiniz (olan Hz. Resul (AS)asla Hakk’tan) sapmamış, şaşırmamış ve (şeytani dürtülerle aldanıp) azıtmamıştır. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Arkadaşınız, gerçekten ne saptı, ne ayrıldı.* |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Sizin bu arkadaşınız Muhammed, ne sapıttı, ne azıttı |
| Ahmet Tekin Meali |
Hemşehriniz, arkadaşınız Muhammed, başına buyruk hareket etmedi, hak yoldan uzaklaşmadı, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmedi, bâtıla inanmadı, insanlara karşı hiçbir zaman haince bir düşünce taşımadı. |
| Ahmet Varol Meali |
Arkadaşınız sapmadı da, azmadı da. |
| Ali Bulaç Meali |
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Sapmadı doğru yoldan arkadaşınız (Hz. Peygamber), azıtmadı da; (haberiniz olsun, ey Kureyş halkı!) |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Arkadaşınız, ne sapıttı ne de yanlış yaptı. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
1,2,3,4. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı, azmadı. O, arzusuna göre de konuşmuyor. Bildirdikleri, kendisine vahyolunan bir vahiyden ibarettir. [589]* |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
1,2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed Hak'tan) sapmadı ve (batıla inanıp da) azmadı. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
1,2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. |
| Diyanet Vakfı Meali |
1, 2, 3. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz. |
| Edip Yüksel Meali |
Arkadaşınız (Muhammed) ne sapmıştır, ne de azmıştır. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Şaşırmadı sahibiniz azıtmadı da |
| Hasan Basri Çantay Meali |
saahibiniz (doğru yoldan) sapmadı. Baatıla da inanmadı. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
1,2. Battığı zaman necm'e (o yıldıza) and olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve azmadı! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Sizin arkadaşınız ne sapıktır, nede azgın birisidir. |
| Kadri Çelik Meali |
Ki arkadaşınız (olan peygamber) şaşmadı ve yoldan çıkmadı. |
| Mahmut Kısa Meali |
Ey müşrikler, çocukluğundan beri yakından tanıdığınız ve ahlâkî meziyetlerini çok iyi bildiğiniz arkadaşınız Muhammed ne sapmış, ne de aldanmıştır! |
| Mehmet Türk Meali |
Arkadaşınız (Muhammed), sapmadı ve asla bâtıl bir şeye de inanmadı. 1* |
| Muhammed Esed Meali |
Sizin bu arkadaşınız ne sapmış, ne de aldatılmıştır, 2 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Arkadaşınız ne sapmıştır, ne kanmıştır; |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Sahibiniz şaşırmadı, ve bâtıla inanmadı. |
| Suat Yıldırım Meali |
Arkadaşınız (Muhammed) yanılmadı, sapmadı, aldanmadı. |
| Süleyman Ateş Meali |
Arkadaşınız sapmadı, azmadı. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Arkadaşınızın yoldan çıkmadığı ve boş hayallere kapılmadığı da önemlidir. |
| Şaban Piriş Meali |
Arkadaşınız sapıtmadı, azdırılmadı. |
| Ümit Şimşek Meali |
Arkadaşınız(1) ne saptı, ne de şaşırdı.* |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı. |
| M. Pickthall (English) |
Your comrade erreth not, nor is deceived; |
| Yusuf Ali (English) |
Your Companion is neither(5086) astray nor being misled.* |