| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Şüphesiz bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin (hayır ve hizmet yolunda) çaba-harcamanız şükre değer (meşkur ve makbul) görülmüştür” (denilerek mü’minler sevindirilecektir). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Şüphe yok ki bu, size bir mükafattır ve çalışmanız, makbuldür.* |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Ve onlara: “Bunlar sizin ödüllerinizdir. Çünkü hayatta iken yaptığınız işlerle Allah'ın rızasını kazandınız” denilecek. |
| Ahmet Tekin Meali |
“İşte bu, size bir mükâfattır. Ameliniz, gayretiniz, hâlis niyetiniz devamlı karşılığını bulur.” denir. |
| Ahmet Varol Meali |
"Bu ancak sizin için bir mükafattır; gayretiniz kabul görmüştür." |
| Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Çaba-harcamanız şükre değer (meşkur:makbul) görülmüştür. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
(Cennetliklere şöyle denir): İşte bu, sizin mükâfatınızdır. Ameliniz makbul olmuştur. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
(Onlara:) “İşte bunlar, mükâfatınızdır. Ve çalışmanıza iyi bir karşılık verilmiştir.” (denilir.) |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Şüphesiz bu, sizin ödülünüzdür, çalışmalarınızın karşılığı verilmiştir. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
(Cennetliklere şöyle denir:) “İşte bu sizin çalışmalarınızın karşılığıdır. Çalışmalarınız şükre değer bulunmuştur.” |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer" denir.* |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.” |
| Diyanet Vakfı Meali |
(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. |
| Edip Yüksel Meali |
Bu, ödülünüzdür ve gayretinize teşekkür edilmiştir. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur." |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Şöyle diye ki işte bu sizin bir mükâfatınızdı, sa'yiniz meşkûr oldu |
| Hasan Basri Çantay Meali |
(Bütün) bu (ni'metler) şübhe yok ki sizin için bir mükâfatdır. Sa'yimz meşkûr olmuşdur. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlara şöyle denir:) “İşte bu (ni'metler) sizin için bir mükâfâttır; ve çalışmanız karşılığını bulmuştur!” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Bunlar, sizin yaptıklarınızın karşılığı ve gayretleriniz için de bir teşekkür olmuştur. |
| Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Sizin çaba harcamanız da takdire değer görülmüştür. |
| Mahmut Kısa Meali |
Ve onları şu sözlerle kutlayacak: “İşte buyurun, sizin mükâfâtınız budur; Benim uğrumda harcadığınız çabalar gerçekten takdire şâyan görülmüş ve işte böyle ödüllendirilmiştir!” |
| Mehmet Türk Meali |
(Onlara cennette): “İşte bütün bunlar, sizin yaptıklarınızın karşılığıdır. Çünkü sizin çalışmalarınız mükâfatlandırılmaya değer görülmüştür.” denilecek. |
| Muhammed Esed Meali |
[Ve onlara:] “Bunlar sizin ödüllerinizdir, çünkü [hayatta iken] yaptığınız işler [Allah'ın] rızasını kazanmıştır!” [denilecek.] |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
(Kendilerine): “Bunlar size ödül olarak verilmiştir; ve (bu uğurdaki) üstün gayretiniz (Allah) tarafından fazlasıyla karşılanmıştır” (denilecek). |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Şüphe yok ki, bu sizin için bir mükâfaat olmuştur ve sizin çalışmanız teşekküre layık bulunmuştur. |
| Suat Yıldırım Meali |
21, 22. Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: “İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu. ” |
| Süleyman Ateş Meali |
Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir! |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Bütün bunlar, emeğinize karşılıktır. Çalışmalarınız teşekkürle karşılanmış olur. |
| Şaban Piriş Meali |
İşte bu, sizin için bir ödüldür. Sizin çalışmanızın karşılığıdır. |
| Ümit Şimşek Meali |
İşte size ödül bu; emekleriniz böylece karşılık görmüştür. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır. |
| M. Pickthall (English) |
(And it will be said unto them): Lo! this is a reward for you. Your endeavour (upon earth) hath found acceptance. |
| Yusuf Ali (English) |
"Verily this is a Reward for you, and your Endeavour is accepted and recognised." |