| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmıştır. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ağaçların gölgeleri, yakındır onlara ve meyveleri, adamakıllı ram olmuştur onlara. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Cennet ağaçlarının gölgeleri onları kuşatmıştır. O ağaçların meyveleri kolay toplanacak şekilde onlara iyice yaklaştırılmıştır. |
| Ahmet Tekin Meali |
Üzerlerine Cennet gölgeleri sarkmıştır. Meyvelerin dallarından koparılarak yenilmesi oldukça kolaylaştırılmıştır. |
| Ahmet Varol Meali |
Gölgeleri kendilerine yakındır. Devşirilecek meyveleri de eğdirildikçe eğdirilmiştir. |
| Ali Bulaç Meali |
(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
(O cennetteki ağaçların) gölgeleri üzerlerine sarkmış, meyvaları da bol bol önlerine konmuştur. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
O Cennetin gölgeleri, onları kuşatmıştır. Meyveleri aşağı sarkıtılmıştır. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Cennetin gölgeleri üstlerine yaklaşmış, meyveleri de aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
(Cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine sarkar, kolayca koparılabilen meyveleri onların istifadelerine sunulur. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır. |
| Diyanet Vakfı Meali |
(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur. |
| Edip Yüksel Meali |
Ağaçların gölgesi üzerlerine sarkmış ve meyveler yaklaştırılarak koparılmaları kolaylaştırılmıştır. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Üzerlerine o Cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri mebzûl mebzûl önlerine konmuştur |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Ve gölgeleri onlara yakın, meyveleri de emirlerine (her an ve her suretle) boyun eğdirilmiş olarak. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
(Cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine yakındır, meyveleri de (kolayca koparabilecekleri şekilde) iyice sarkıtılmıştır. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Orada gölgeleri onların üzerine sarkmış ve meyvelerini kendilerinin kopardığı eğilmiş ağaçlar var. |
| Kadri Çelik Meali |
(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve onların devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış. |
| Mahmut Kısa Meali |
Çünkü cennet ağaçlarının huzur ve esenlik veren gölgeleri onları bürüyecek, meyveleri —ellerini uzatsalar alacakları şekilde— önlerinde eğildikçe eğilecektir. |
| Mehmet Türk Meali |
(Cennet ağaçlarının) gölgeleri, onlara yaklaştırılacak ve (meyvelerinin) devşirilmesi de son derece kolaylaştırılacaktır. |
| Muhammed Esed Meali |
çünkü o [bahçe]nin [kutlu] gölgeleri başlarını örtecek 14 ve meyve salkımları kolayca alınacak şekilde 15 (yere doğru) sarkıtılacaktır. |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
zira cennetin (kutlu) gölgesi[5478] üzerlerine düşecek, oranın salkımları emre âmâde kılınacak.[5479]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onların üzerlerine (o cennetin) gölgeleri yakındır, meyveleri de kemal-i itaatle musahhar bulunmuştur. |
| Suat Yıldırım Meali |
Cennet ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar, meyveleri devşirmeleri pek kolay olur. |
| Süleyman Ateş Meali |
Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Ağaçların gölgeleri başlarına iner ve meyvelerini toplamak iyice kolaylaştırılır. |
| Şaban Piriş Meali |
Ağaçların gölgeleri üzerlerine düşmüş, meyvelerini toplamak kolaylaştırılmıştır. |
| Ümit Şimşek Meali |
Cennet ağaçlarının gölgesi üzerlerine sarkmış, meyveleri ise hemen koparılacak gibi eğilmiştir. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bahçenin gölgeleri üzerlerine eğilmiştir. Ve bahçenin meyveleri iyice yaklaştırılmıştır. |
| M. Pickthall (English) |
The shade thereof is close upon them and the clustered fruits thereof bow down. |
| Yusuf Ali (English) |
And the shades of the (Garden) will come low over them, and the bunches (of fruit), there, will hang low in humility.(5846)* |