| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Cennet yurdunda) Orada karşılıklı kadeh(lerini) kapıştırırlar (veya birbirlerine ikram yarışında bulunurlar) ki, onda (muhabbet sofrasında) ne 'boş ve saçma bir söz', ne günaha sokma (gibi kötülük ve çirkinlikler) olmayacaktır. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve birbirlerine öyle bir kadeh sunarlar ki içtikleri şaRabın sonucunda ne boş şeylerden bahsediş var, ne günaha giriş. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Orada birbirlerine öyle kadeh sunarlar ki, içtikleri şarabın etkisinden, ne boş şeylerden bahsetme var, ne de günaha sokma. |
| Ahmet Tekin Meali |
Cennet'te birbirlerine boş konuşturmayan, saçmalamaya sevk etmeyen, bile bile günaha sokmayan, dolu kadehler sunarlar. |
| Ahmet Varol Meali |
Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama ne de günâha sokma vardır. |
| Ali Bulaç Meali |
Orada bir kadeh kapışır-çekişirler ki, onda ne 'boş ve saçma bir söz', ne günaha sokma vardır. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Orada birbiriyle kadeh çekiştirirler ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne bir günaha sokma... |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Birbirlerine, içinde ne saçmalama ne de günah olmayan kadehler sunarlar. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar; ama burada kötü söz de yoktur, günah işleme de. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Orada, boş söz söyletmeyen (içilince sarhoş etmeyen), günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Orada kadeh tokuştururlar; fakat bunda ne bir saçmalama, ne de bir günaha girme vardır. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme. * |
| Edip Yüksel Meali |
Orada birbirlerinden kadeh kapışırlar, onda ne bir saçmalama, ne de bir günaha girme vardır. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Orada bir peymâne çekiştirirler ki ne bir saçmalama vardır onda ne bir günaha sokma |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Orada birbirleriyle öyle kadeh çekişirler ki! Onda ne bir saçmalama, ne de bir günâha sokma yokdur. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Orada (neş'e ile) birbirlerine kadeh çekişirler (verip alırlar); onda (onun içiminde)ne boş bir söz, ne de bir günâha sokma vardır (sarhoş etmez). |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Orada içlerindeki bütün sıkıntıları atarlar. Orada ne boş konuşmalar, ne de günah işlemek vardır. |
| Kadri Çelik Meali |
Orada bir kadehi kapışır çekişirler; onda ne saçma bir söz, ne de bir günaha sokma vardır. |
| Mahmut Kısa Meali |
Orada, insanı sarhoş edip saçma sapan konuşturmayan ve günaha sürüklemeyen içki kadehlerini birbirlerine ikram ederek aralarında neşeyle kapışacaklar. |
| Mehmet Türk Meali |
Orada (içerisinde) sarhoş etmeyen ve günâha sokmayan içecekler bulunan kadehlerden, (birlikte) içecekler. |
| Muhammed Esed Meali |
ve orada, [cennette], birbirlerine, boş konuşturmayan ve günaha sokmayan kâseler uzatacaklar. 11 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
orada birbirlerine içeni boşboğaz etmeyen ve günaha sokmayan dolu kadehler sunacaklar. |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve orada bir kâseyi teatide bulunurlar, onda ne bir saçma söz vardır ve ne de bir günah. |
| Suat Yıldırım Meali |
Onlar orada içecek kadehleri kapşırlar ki bunları içmede ne saçma sapan konuşma olur, ne de günaha girilir. |
| Süleyman Ateş Meali |
Orada bir kadeh kapışırlar ki içinde ne saçmalama var, ne de günaha sokma.* |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Orada kadeh kaldırırlar. Ne gereksiz bir sözleri ne de yanlış davranışları olur. |
| Şaban Piriş Meali |
Orada birbirlerine kadeh sunarlar. Orada saçmalama yoktur. Günaha sokma yoktur. |
| Ümit Şimşek Meali |
Orada öyle kadehler kapışmaktadırlar ki, içene ne boş söz söyletir, ne onu günaha sokar. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş. |
| M. Pickthall (English) |
There the pass from hand to hand a cup wherein is neither vanity nor cause of sin. |
| Yusuf Ali (English) |
They shall there exchange, one with another, a (loving) cup free of frivolity,(5057) free of all taint of ill.* |