| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Yemin olsun ki, eğer dilersek Sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız (ayetleri kalbinden silip çıkarırız) ; sonra Bize karşı da kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve dilersek sana vahyettiğimizi senden de gidermeye muktediriz, sonra bize karşı onu koruyacak bir kimse de bulamazsın. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Andolsun eğer dilersek, sana vahyettiğimizi senden tamamen gideririz de, onun geri alınması için, bize karşı sana yardım eden bir vekil de bulamazsın. |
| Ahmet Tekin Meali |
Yemin olsun ki, sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsa sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız. Sonra sen de bize karşı, bu konuda kendini savunacak bir hâmi, bir koruyucu bulamazsın. |
| Ahmet Varol Meali |
Andolsun, eğer dilersek sana vahyettiğimizi tamamen gideririz. Sonra onun için bize karşı bir vekil bulamazsın. [5]* |
| Ali Bulaç Meali |
Andolsun, eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için bize karşı bir vekil bulamazsın. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Yemin olsun ki, eğer dilesek, sana vahyettiğimiz Kur'an'ı kalblerden ve yazılı satırlardan gideririz; sonra onu kalblere ve satırlara geri çevirecek bize karşı, kendine bir vekil bulamazsın. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Eğer istesek, sana vahyettiğimizi (silip) gideririz. Sonra, Bize karşı senin için onu koruyacak hiçbir sahip bulamazsın. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Andolsun, dilesek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Andolsun ki, eğer isteseydik sana vahyettiğimizin tamamını giderirdik (senin hafızandan silerdik) ve sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Dileseydik and olsun ki, sana vahyettiğimizi alıp götürürdük. Sonra bize karşı duracak bir vekil de bulamazdın. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın. |
| Edip Yüksel Meali |
Dilesek sana vahyettiğimizi geri alırız ve bize karşı her hangi bir koruyucu da bulamazsın |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bize karşı kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Celâlim hakkı için dilersek sana vahyettiğimizi de tamamen gideriveririz, sonra bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Andolsun sana vahy etdiğimizi de, dilersek, muhakkak gideriveririz. Sonra bize karşı onu (geri getirmek için) kendine bir vekîl de bulamazsın. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Celâlim Hakkı için, eğer dilersek sana vahyettiğimizi (Kur'ân'ı) tamâmen ortadan kaldırırız; sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Biz istersek sana vahyettiğimizi siler yok ederiz. Sende bizim bu yok etmemize karşı, kendine bir yardımcı (dayanak) bulamazsın. |
| Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz eğer dilersek, sana vahyettiğimiz şeyleri gerçekten gideriveririz de sonra bunun için bize karşı bir vekil de bulamazsın. |
| Mahmut Kısa Meali |
Nitekim, ey Muhammed; eğer dileseydik, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz her şeyi geri alabilirdik ve o zaman sen, onun sana tekrar verilmesi için bize hesap soracak bir kimse de bulamazdın. |
| Mehmet Türk Meali |
Eğer dilersek sana vahiyle verdiğimiz bilgileri de ortadan kaldırırız. Sonra da sen Bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın. |
| Muhammed Esed Meali |
Ve eğer dileseydik, sana ne ki vahyettiysek (hepsini) giderirdik; ve o zaman sen de seni Bize karşı kayıracak kimse bulamazdın. 102 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve eğer istersek, kesinlikle sana vahyettiklerimizin tamamını gideririz. Ardından da Bize karşı seni savunacak bir koruyucu otorite bulamazsın.[2325]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Zât-ı akdesime andolsun ki, eğer dilesek, sana vahyetmiş olduğumuzu elbette gideririz, sonra senin için Bize karşı onunla (o giderileni iade için) bir vekil bulamazsın. |
| Suat Yıldırım Meali |
Eğer dileseydik sana vahyettiğimiz Kur'ân'ı hafızalardan ve sayfalardan giderirdik. Sonra, sen de onu ele geçirmek için karşımızda bir yardımcı da bulamazdın. |
| Süleyman Ateş Meali |
Andolsun, biz dilesek, sana vahyettiğimiz(ayetler)i tamamen gideririz; sonra onun (geri alınması) için bize karşı sana bir yardımcı bulamazsın. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Zorlayıcı düzen koysaydık[1] sana vahyettiğimizi de geri alırdık. Sonra bize karşı kendine bir vekil bulamazdın.* |
| Şaban Piriş Meali |
Eğer dileseydik, sana vahyettiğimizi elbette giderirdik. Sonra sen kendine, bize karşı bir vekil de bulamazdın. |
| Ümit Şimşek Meali |
Dileseydik, sana vahyettiklerimizi gideriverirdik; sen ise Bize karşı dayanacak bir vekil bulamazdın. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun, biz dilesek sana vahyetmiş olduğumuzu tamamen gideriveririz, sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine bir vekil de bulamazsın. |
| M. Pickthall (English) |
And if We willed We could withdraw that which We have revealed unto thee, then wouldst thou find no guardian for thee against Us in respect thereof. |
| Yusuf Ali (English) |
If it were Our Will, We could take away that which We have sent thee by inspiration:(2286) then wouldst thou find none to plead thy affair in that matter as against Us,-* |