| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Artık kim zerre kadar (ya bizzat) hayır yapmış (veya iyiliklere vesile ve sebep olmuş) sa, onun karşılığını mutlaka görecek (ve alacaktır). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Artık kim, bir zerre ağırlığı hayır yapmışsa görür onu. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Artık kim zerre kadar iyilik yapmışsa, karşılığını görecek |
| Ahmet Tekin Meali |
Kim, dünyada zerre miktarı, bilinçli, amaçla örtüşen niyete dayalı bir hayır işlerse, mükâfatını işte o zaman görecektir. |
| Ahmet Varol Meali |
Kim bir zerre ağırlığınca iyilik yaparsa onu görür.* |
| Ali Bulaç Meali |
Artık kim zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu görür. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Zira, kim zerre miktarı bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecek. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
İşte kim zerre ağırlığınca bir iyilik yapmışsa, onu görür. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Artık kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse, onun mükâfatını alacaktır. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. |
| Edip Yüksel Meali |
Kim bir atom ağırlığı iyilikte bulunursa onu görür. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ki her kim zerre mıkdarı bir hayır işlerse onu görecek |
| Hasan Basri Çantay Meali |
İşte kim zerre ağırlığınca bir hayır yapıyor (idiy) se onu (n sevabını) görecek, |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Artık kim zerre kadar bir hayır yapıyorsa, onu görecek! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Kim zerre miktarı hayır (iyilik) yapmışsa, onu görecek. |
| Kadri Çelik Meali |
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse, onu görür. |
| Mahmut Kısa Meali |
İşte o anda, her kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onun mükâfâtını görecek, |
| Mehmet Türk Meali |
(Ve o gün) zerre kadar1 hayır yapan onun (karşılığını kesinlikle) görecek.* |
| Muhammed Esed Meali |
Ve kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onu(n karşılığını) görecek, |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Kim zerre[5855] kadar iyilik yapmışsa onu (ilâhî kayıtta) görecektir;* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık her kim bir zerre ağırlığında bir hayır işlemiş ise onu görecektir. |
| Suat Yıldırım Meali |
Zerre ağırlığınca hayır yapan onu bulur, |
| Süleyman Ateş Meali |
Artık kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Kim zerre kadar iyilik yapmış olsa onu görür. |
| Şaban Piriş Meali |
Kim zerre ağırlığınca iyilik yapmışsa onu görür. |
| Ümit Şimşek Meali |
Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onu görür. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür. |
| M. Pickthall (English) |
And whoso doeth good an atom's weight will see it then, |
| Yusuf Ali (English) |
Then shall anyone who has done an atom´s weight(6240) of good, see it!* |