| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“O, (asla ve hâşâ çocuk) doğurmamıştır ve (bir anadan) doğmamıştır. (Allah C.C. böyle eksiklik ve acizliklerden uzaktır) .” |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Doğurmaz ve doğmamıştır. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Yine O Allah, kesinlikle baba olmamış ve hiçbir çocuğu da yoktur. O kendi kendine vardır. Ne önü vardır O'nun, ne de sonu. |
| Ahmet Tekin Meali |
“Allah baba değildir, oğlu yoktur, oğul da değildir, babası yoktur, varlığından eksilmemiştir, varlığında artış da olmamıştır.”* |
| Ahmet Varol Meali |
Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
| Ali Bulaç Meali |
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Doğurmadı O, doğurulmadı da... |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
O, doğurmamış ve doğmamıştır. [Doğuran ve doğanlar Allah olamazlar.] |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
3,4. O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir.[822]* |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
“O'ndan çocuk olmamıştır (kimsenin babası değildir), kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu da değildir). |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
O doğurmamış ve doğmamıştır. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” |
| Diyanet Vakfı Meali |
1, 2, 3, 4. De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.* |
| Edip Yüksel Meali |
"Doğurmamıştır, doğurulmamıştır." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Doğurmadı ve doğurulmadı |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Doğurmadı ve doğurulmadı |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Doğurmamışdır, doğurulmamışdır O. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
“Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır!” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
O, doğurmamış ve doğrulmamıştır. |
| Kadri Çelik Meali |
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
| Mahmut Kısa Meali |
Doğurmamıştır, doğmamıştır. O’nun başlangıcı ve sonu yoktur. Ne kendisi başka bir ilâhtan meydana gelmiştir, ne de kendisinden başka bir ilâh zuhur etmiştir. Doğmak ve doğurmak, âciz ve muhtaç varlıkların özelliğidir; oysa Allah tam ve mükemmeldir, her türlü âcizlikten, noksanlıktan uzaktır, yücedir. |
| Mehmet Türk Meali |
O doğurmadığı gibi doğurulmamıştır da. 1* |
| Muhammed Esed Meali |
O doğurmamıştır, doğurulmamıştır; |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
O doğurtmamıştır[5937] ve doğurulmamıştır.[5938]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«(O) Doğurmadı ve doğurulmamıştır.» |
| Suat Yıldırım Meali |
Ne doğurdu, ne de doğuruldu. [6, 101; 19, 88-90; 21, 26-27] |
| Süleyman Ateş Meali |
Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Çocuğu yoktur, kimsenin evladı da değildir. |
| Şaban Piriş Meali |
Baba olmamıştır ve doğmamıştır. |
| Ümit Şimşek Meali |
O doğurmamış, doğmamış, |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur! |
| M. Pickthall (English) |
He begetteth not nor was begotten. |
| Yusuf Ali (English) |
He begetteth not, nor is He begotten;(6299)* |