| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Eyvah bana! Ne olurdu, keşke ben filan (fasık ve facir kişileri) dost edinmeyeydim (hainlerin ve zalimlerin peşlerine gitmeyeydim) .” |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Yazıklar olsun bana, ne olurdu filanı dost edinmeseydim. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
“Vah bana ne olurdu, falancayı kendime dost edinmemiş olaydım! |
| Ahmet Tekin Meali |
“Yazık bana, keşke falancayı dost edinmeseydim.” |
| Ahmet Varol Meali |
Yazık bana! Keşke filancayı dost edinmeseydim! |
| Ali Bulaç Meali |
'Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim.' |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Yazıklar olsun bana! Keşke (beni sapıtan) falanı dost edinmeyeydim. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Yazık bana! Keşke, o adamı dost edinmeseydim. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
“Vah bana, keşke falancayı dost edinmeseydim!” |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
27,28,29. O gün; zalim kimse parmaklarını ısırarak: “Ne olurdu ben de peygamberle beraber bir yol tutsaydım da keşke falanı dost edinmeseydim! Yazıklar olsun bana! Andolsun ki, Kur'an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan, insanı (ayarttıktan sonra) yalnız ve yardımcısız bırakır” diyecek. * |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
27,28,29. O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: "Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor" der. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!” |
| Diyanet Vakfı Meali |
Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim! |
| Edip Yüksel Meali |
"Vay bana, keşke falancayı arkadaş edinmeseydim." |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Eyvah!" diyecek, "keşke falancayı dost edinmeseydim. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Eyvah keşke falanı dost tutmıyaydım |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«Ne yazık bana! Keşki fülânı dost tutmayaydım». |
| Hayrat Neşriyat Meali |
“Vay hâlime! Ne olurdu ben falancayı dost edinmeseydim!” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
“Keşke falancayı dost, arkadaş edinmeseydim.” |
| Kadri Çelik Meali |
“Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim!” |
| Mahmut Kısa Meali |
“Yazıklar olsun bana, ne olurdu filancayı kendime dost edinmeseydim!” |
| Mehmet Türk Meali |
(Ve devamla) “yazıklar olsun bana! Keşke ben, falancayı1 dost edinmeseydim!”* |
| Muhammed Esed Meali |
“Vah bana, n'olurdu, falancayı kendime dost edinmemiş olsaydım! |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Vah n’olaydım, keşke falanca kimseyi kendime yol gösterici bir dost tutmayaydım! |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Eyvah bana! Keşke falanı dost ittihaz etmese idim.» |
| Suat Yıldırım Meali |
27, 28, 29. O gün zalim, parmaklarını ısırır “Eyvah! der, keşke o Peygamberle birlikte yol tutsaydım. Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur'ân'dan) beni o uzaklaştırdı. Zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır. ” [59, 16; 14, 22; 33, 66-68] |
| Süleyman Ateş Meali |
Vah bana, ne olurdu, ben falanı dost tutmasaydım! |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Yazık oldu bana. Keşke şu kimseyi dost edinmeseydim. |
| Şaban Piriş Meali |
Vay başıma gelene! Keşke falancayı dost edinmeseydim. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Eyvah bana! Keşke filânı dost edinmeseydim! |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Ah, ne olurdu, falancayı dost edinmeseydim!" |
| M. Pickthall (English) |
Alas for me! Ah, would that I had never taken such an one for friend! |
| Yusuf Ali (English) |
"Ah! woe is me! Would that I had never taken such a one for a friend! |